VMware ve Cloud’un geleceği
Geçtiğimiz gün, Pat Gelsinger ile yapılmış bir söyleşi metnini okudum. Gelsinger, Intel’in eski baş mimarı ve 8 senedir de VMware’nin CEO’su.
Söyleşide kendisine Kubernetes’in gerçekten herkes tarafından kullanıp kullanmadığı, şirketin ürün stratejisindeki açık kaynaklı yazılımın rolü ve veri merkezinde Arm’ın geleceğinin ne olacağı sorulmuş.
Gelsinger, VMware’nin 20 bin kurumsal (enterprise) müşterisi olduğunu ve dünya üzerindeki tüm IT şirketlerinin VMware kullandığına inandığı cevabını vermiş.
“Dünyadaki tüm IT şirketleri” olmasa da, oldukça büyük bir kısmının VMware kullandığı doğru.
Gelsinger, tüm müşterilerinin ileride cloud a geçmeyeceğini de biliyor. Çünkü bazılarının regülasyonları ve kısıtları var.
Zira bazı müşteriler agresif şekilde geçiş yaparken, JP Morgan gibi bazıları ise oldukça yavaştan alıyorlarmış.
Kendisinin beklentisi, toplam müşterilerinin %50’sinin veya biraz daha fazlasının Cloud üzerine geçeceği, ve geri kalan kısmın Cloud ortamında çalışmayacağı yönünde.
Gelsinger bu konuda şöyle diyor:
“Yaklaşık 4 yıl önce, bu 50/50 durumunu 2023 için ön görüyordum. Ancak pandemi işleri biraz daha hızlandırdı ve 50/50 öngörümüz 2022 senesinde gerçekleşecek gibi görünüyor.
….
Cloud‘a geçiş konusunda çok ciddi bir eğilim görüyoruz. Ancak sonrasında, cloud üzerinden hizmet alanlar bazı servislerini tekrar On-Prem almaya karar veriyorlar. Ve bu dönüş onlara ortalama %30 civarında tasarruf sağlıyor”
Kubernetes konusundaki yorumu ise:
“Kubernetes ve yapabildikleri çok abartılıyor ve teknik olarak ciddi bir karmaşa getiriyor. Development yapan kişinin bu tür konular ile ilgilenmek istediğini düşünmek saflık olur”
Kişisel fikrim, bu talihsiz açıklamayı VMware hissedarlarının güvende oldukları hissini bozmamak için yaptığı yönünde.
MultiCloud Konusu: Kimler kullanıyor?
Gelsinger, MultiCloud konusunda birçok kuruluşun sistemlerini sözde Multicloud üzerinde çalıştırıdıklarını söylediğini, ancak gerçekte Alman Borsası gibi çok ayrıntılı Multicloud stratejisi olan kurumların bile henüz dişe dokunur birşey yapmış olmadığını düşünüyor.
Multicloud üzerinde çalıştıklarını söyleyen şirketlerin, bu konudaki stratejilerinin, sistemlerin Azure üzerinde çalışması, Google üzerinden data analytics hizmetleri alınması ve AWS üzerinden ise Kubernetes hizmetleri almak şeklinde olduğunu söylüyor.
Müşterilerin gerçek beklentisinin ise, bir tek servis sağlayıcıya bağlı kalmadan, sanallaştırma ortamını Cloud sağlayıcıların vermesi ve bunun üzerinde istediği gibi alt yapısını konumlandırabilmesi olduğunu savunuyor.
ARM işlemciler ve gelecekteki veri merkezleri
Gelsinger’in yukarıdaki bir çok görüşüne katılmasam da, ARM işlemciler ve gelecekteki veri merkezleri konusundaki söylediklerini oldukça kıymetli ve dikkat çekici buluyorum. Bence söyleşideki en can alıcı kısım bu bölümdü, Aynen aktarıyorum:
“ARM işlemcilerin üzerine tüm yükü taşıyabilmek için, yazılımlarınızı da bu platforma göre ayarlamanız ve bir çok uyumluluk sorunuyla uğraşmanız gerekir. Önümüzdeki dönemde herşeyin ARM işlemcilere geçeceğini öngörmüyorum”
“Büyük uyumluluk sorununu” çözmeye çalışmayıp, iş yükünün yalnızca çok, çok odaklanmış bir parçasını ise istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. ARM iş
Şöyle düşünelim Ağ, I/O, yük dengeleme, güvenlik duvarları gibi servisler. Tüm CPU MIPS’lerin% 25 ila% 30’u bu iş yüklerinde tüketiliyor.
Elimizde olan donanım türleri, CPU’lar, DPU’lar ve GPU’lar. GPU’lar zaten AI iş yükü konusundaki savaşı kazandı, DPU’lar artık potansiyel olarak I/O ve ağ güvenliği iş yükünü kazanacak, bu da CPU yükünü düşürecektir… aniden size CPU’larınızın üçte birini boşa çıkardınız. Çünkü iş yükünün %30’unu artık CPU’larınızın üzerinden alıp DPU’lara verdiniz.”
Yukarıda da belirttiğim söyleşideki iki yerde kendisine katılmıyorum. Bence Public Cloud kullanım orano %90 ‘lar seviyesine kadar gelecektir. Edge computing konusunda olacak gelişmeleri kendileri için öngörmüş, fakat Kubernetes gibi bir platform varken Sanallaştırma tercihi yapmak oldukça yanlış olacaktır.
Temsil ettiği şirket ve hissedarlara karşı sorumluluğundan dolayı bu konularda gerçeği maalesef söyleyemediğini düşünüyorum. Fakat veri merkezleri konusundaki CPU, DPU ve GPU yaklaşımları çok ilginç ve zekice.
Yazıya buradan ulaşabilirsiniz
(Pat Gelsinger bu makaleden 3 ay sonra Inel CEO’su oldu)
Haberler ve Yeni Şeyler
IBM şirketi bölüyor
IBM CEO’su Arvind Krishna, bu hafta şirketin halka açık iki şirkete ayrılacağını duyurdu. 2018 yılında Red Hat’ı satın alan firma, böylece yüksek marjlı işletmeler için özellikle bulut hizmetlerine ve yapay zekaya odaklanacak.
Krishna, bölünmeyi IBM tarafından yapılan uzun bir elden çıkarma serisinin en sonuncusu olarak sunuyor. Şİrket, 2000’lerde bilgisayar üretiminden, 2015 yılı civarında yarı iletkenler (çip) endüstrisinden çekilmişti..
Eski bir IBM çalışanı olarak kolaylıkla söyleyebilirim, Arvind Krishna gerçekten çok doğru tespitler yapmış ve şirkete neşteri vurmaktan çekinmemiş.
Ben kendisini bu kararından dolayı kutluyorum. IBM gibi, kurumsallaşma kelimesi ile özdeşleşmiş şirketler içinde bu tip kararları vererek ve uygulamak çok zordur. Çeşitli pozisyonlarda bulunan müdürler, müdürlükler ve kişiler şirketi kendi çıkarları için hareket edecek şekilde (daha çok hareket etmesini istemeyerek), kurdukları düzenin devam etmesini isterler.
Teknolojide Öne Çıkanlar
Go Programlama Dili
Python konusundaki tavsiyemi herkes bilir: “Ne iş ile uğraşırsanız uğraşın, hayatınızı kolaylaştıracak bir programlama dili her zaman ihtiyaçtır. Python çok öne çıkan ve öğrenmesi oldukça kolay bir dil.”
Fakat önümüzdeki yıllarda mikroservis konusunda olması beklenen gelişmeler, ve sektörün daha parçalı bir yapıda yazılıma ihtiyaç duyacak olması, sizi daha hızlı sonuç üretebileceğiniz küçük yazılım parçaları üretmeye zorlayacaktır.
Bu anlamda, Google’nin 2007 yılında ilk önce kendi alt yapısı için dahili bir standart kodlama dili olması amacıyla geliştirip, 2009 yılında piyasaya sürdüğü Go öne çıkıyor.
“Temel olarak Python, Java veya C / C ++ gibi diğer mevcut dillerin doğru şekilde işleyemediği eşzamanlılığı geliştirmek için doğmuş.”
Bunun dışında:
- Diğer dillerden çok daha hızlı büyüyor
- Diğer programlama dillerinin tersine, çok çekirdekli donanımlarda kullanıma uygun.
- Eş zamanlı (iki eşzamanlılık modelini destekler:Paylaşılan bellek ile çok iş parçacıklı ve Sıralı İşlemleri İletme (CSP))
- Kodun bakımı kolay
- Google haricinde, Netflix, The Economist, New York Times, IBM ve GitHub gibi firmalar , dahili altyapılarının bir kısmı için bu dili kullanıyor. Ayrıca birçok BT mimarisi projesi, veritabanı vb. de Go’yu kullanıyor.. Örneğin Kubernetes, Docker veya Terraform.
konu ile ilgili güzel bir makale
Başka Şeyler
Dizi: US
BBC mini dizisi Us, Bulut Atlası’nın da yazarı David Nicholls tarafından yazılmış ve bizzat kendisi tarafından televizyona uyarlanmış.
Dizi, karısı Connie’nin ondan ayrılmak istediğini açıkladığında fikrini değiştirmek için yola çıkan Douglas Petersen’i konu alıyor.
Douglas, ergenlik çağındaki oğlu Albie ile yapacakları aile tatilinin, işleri düzeltmek için mükemmel bir fırsat olacağına karar veriyor, ancak yolculuk çok geçmeden felakete dönüşüyor.
Titiz planlaması, sinir bozucu davranışları ve sahte davranışları birçok soruna neden oluyor.
Douglas, aslında hepimizin tanıdığı birisi. Karşılaştığı sorunları ve geçirdiği değişimi izlemek oldukça keyifli. Hafta sonu için harika bir seçim olabilir.
Web Sitesi: turk-internet.com
turk-internet.com, benim severek takip ettiğim ve son derece önemli bulduğum bir web sitesi.
“2000’den bu yana Dünya’daki ve Türkiye’deki bilişim – internet – telekom gelişmeleri konusunda, kurumsal içerikli haber, makale, araştırma, etkinlik bilgisi ve röportajlar” yayınlıyorlar.
Hatta diyebilirm ki, Türkiye’deki en iyi teknoloji gazeticiliği yapan medya platformlarından birisi. Kesinlikle takibe almanızı öneririm.
Bu haftayı hayran olduğum ve büyük saygı duyduğum birinden bir sözle bitirmek istiyorum.
“Gerçek dediğimiz her şey gerçek olarak kabul edilemeyecek şeylerden yapılmıştır.”
– Niels Bohr
Bu haftalık bu kadar. Eğer bülten hoşunuza gittiyse arkadaşlarınıza da iletin.