AKF

Microsoft’un Yapay Zeka CEO’su Mustafa Suleyman’ın Telif Haklarına Saygısızlığı ve AI Eğitim Verileri Konusundaki Tartışmalı Görüşleri

Microsoft’un Yapay Zeka CEO’su Mustafa Suleyman, açık web içeriğinin yapay zeka eğitimi için kullanımı konusundaki tartışmalı görüşleriyle, içerik oluşturucuların telif haklarını hiçe sayarak büyük tepki topladı. 

CNBC ile yaptığı röportajda Suleyman, açık webde bulunan içeriğin yapay zeka şirketleri tarafından “adil kullanım” olarak değerlendirilmesi gerektiğini savundu. 

Bu yorum, Microsoft’un milyonlarca yaratıcının hakkını gasp etme girişimi olarak görülüyor ve şirketin yapay zeka konusunda tekelleşme çabalarını daha da belirgin hale getiriyor.

Suleyman, 1990’lardan bu yana açık webdeki içerik için “sosyal sözleşme”nin adil kullanım olarak anlaşıldığını iddia etti. Bu içeriği “freeware” olarak tanımlayarak, herkesin bu içeriği kopyalayabileceği, yeniden yaratabileceği ve çoğaltabileceği genel kabulünün olduğunu öne sürdü. 

Ancak, bu yorum, içerik oluşturucuların haklarını açıkça yok sayıyor ve büyük tepki çekti.

Eleştirmenler, ABD telif hakkı yasasına göre, içerik açık webde yer alsa bile, oluşturulduğu anda otomatik olarak koruma altına alındığını vurguluyor. 

Bu, içerik oluşturucuların ve yayıncıların eserleri üzerinde hak sahibi olduğu anlamına geliyor. Ancak doğal olarak üreticilerin çoğu, Kasım 2022’den önce çevrimiçi olarak yayınladıkları içeriklerinin yapay zeka eğitimi için kullanılacağını öngörmedi. 

Suleyman, içeriklerinin kazınmasını (scraping) aktif olarak engelleyen web siteleri veya yayıncılar için bir ayrım olduğunu kabul etti ve bunun mahkemeler tarafından çözülmesi gereken bir “gri alan” olduğunu belirtti. Ancak bu kabul, Microsoft’un sadece yasal boşlukları kullanarak kendi çıkarlarını koruma çabasını yansıtıyor.

Aslında Microsoft’un yapay zeka yöneticisinin bu yorumları, yapay zeka topluluğunun bazı kesimlerinde, kamuya açık çevrimiçi içeriğin telif hakkı düşünülmeksizin yapay zeka modellerini eğitmek için kullanılabileceğine dair daha yaygın bir inancı yansıtıyor. 

Bu bakış açısı, halihazırda The New York Times ile Microsoft/OpenAI arasındaki, yapay zeka eğitiminde telifli materyalin kullanımı konusundaki devam eden dava gibi yasal anlaşmazlıklara yol açtı. 

Suleyman’ın açıklamaları, yapay zeka çağında fikri mülkiyet hakları etrafında süregelen tartışmaları da gözler önüne seriyor. Bu açıklamalar, içerik oluşturucularının açık izni olmadan çevrimiçi verilerin geniş ölçekte yapay zeka modellerini eğitmek için kullanılmasının etik ve yasal zorluklarını vurguluyor. 

Bu tartışma, içerik oluşturucularının haklarını ele alan ve teknolojik ilerlemeye izin veren net yönergeler ve düzenlemelere duyulan ihtiyacı ortaya koyuyor. The New York Times ile ilgili yasal mücadelenin sonucu, yapay zeka ve çevrimiçi içeriğin kullanımı için gelecekte önemli emsaller oluşturabilir. Ancak, Microsoft’un içerik oluşturucuların haklarını gasp etme girişimi, bu alandaki etik ve yasal mücadelelerin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.