Merkezi Olmayan İnternet Nedir?
Elinizdeki cep telefonlarının, her birinin ayrı ayrı internet sunucusu olduğunu düşünün, aynı zamanda servis sağlayıcı olduğumuzu…
Çocuğunuzun okulundaki veli grubuyla veya iş yerinizin iki yüz kişilik kendine özel, dışarıya kapalı, şifrelenmiş internet ağında fotoğraf paylaşmak oldukça güvenli olurdu değil mi?
“Merkezi Olmayan İnternet ile bu mümkün olabilir.”
İnternet ilk başta merkezi değildi
Bugün kullandığımız internet, 1960’ların başlarında, ABD’nin ticari telefon ve askeri iletişim ağlarını, olası bir nükleer saldırıdan korumak için icat edildi. Amaç iletişim ağlarının merkezi olmayan bir yapıya kavuşturmaktı.
Askeri alandan çıkıp, sivil hayatta da kullanım alanı bulduktan sonra – bir süre için- internetin merkezi olmayan tasarımı(O zamanlar Arpanet), üretilen içerikle uyumlu bir şekilde çalıştı.
Yayıncılar ve medya ağları gibi merkezi bekçilerden onay beklemeden, herkes istediği bilgiyi, yerel sağlayıcılarda barındırılan sunucular üzerinden yayınlar hale geldi. Bloglarda, e-ticaret ve eskiden posta kutularımızda buluverdiğimiz gibi reklam broşürleri yazılmaya başlandı.
Ancak, bu noktada bir sorun ortaya çıktı: dijital yayıncılık, sunuculara nasıl bağlanacağınız, nasıl dosya yükleyeceğiniz, belki biraz kod yazmak gibi bir takım uzmanlıkları gerektiriyordu.
Böylece web’de merkezileşme başladı
Kendi sunucunuza yazılım yüklemenize veya kod yazmayı öğrenmenize gerek kalmasın diye bloglar, Blogger, Typepad, WordPress ve Tumblr gibi hizmet sağlayıcılarda oluşturulur hale geldi.
Reklam konusu neredeyse tamamen, sosyal medya platformları ve dev arama motorlarının paylaştığı bir pastaya dönüştü. Sosyal medya platformlarındaki bağlantılar, bireylerden çok, bulunduğu platforma ait olarak metalaştı.
Bir zamanlar yerel olan e-posta bile, Hotmail ve Gmail gibi hizmetlerde merkezileştirildi. Bu süreçte insanlar ve ürettikleri içerikler, teknoloji devlerinin piyonu oldu.
Günümüzde İnternet ve Halimiz
Şu anda sosyal medya, cep telefonlarımız, bilgisayarlarımız ve kameralar aracılığı ile bizden sürekli bilgi toplanıyor.
“Hepimiz, Büyük Veri (BigData) için birer veri kaynağıyız”.
Toplanan veriler, her birimizin profilini çıkarmak için kullanılıyor.
Bu konuyu anlamak için bir test yapabilirsiniz, daha önce hiç internete bağlanmadığınız bir bilgisayardan, e-posta’larınızı okuyun. Aynı bilgisayardan, tamamen anonim isimde bir Facebook hesabı açın. Bağlandıktan sonra Facebook size “Bu kişileri tanıyor musun?” diye öneriler getirecek. Size garanti ederim, getirdiği isimlerden bazılarını tanıyor olacaksınız.
Web’de ki merkezileşmenin, siber güvenlik etkileri de son derece tedirgin edici. Sadece bitcoin dolandırıcılarından veya pornografik veri ticareti sağlayan vs. adi suçlardan bahsetmiyorum;
Merkezi internetin, Dünya liderlerine, büyük sermaye sahiplerine, popüler figürlere, kısacası para ve güce sahip herkese, kitleleri kontrol etme gücü vermesinden söz ediyorum!
Örneğin, merkezi Çin olduğu için ABD yetkilileri , TikTok’un dezenformasyon yaymak veya Amerikan vatandaşlarının kişisel bilgilerini toplamak için kullanılan bir ulusal güvenlik tehdidi olabileceğinden korkuyor .
Bir çokları, yaklaşan Amerikan seçimlerinde (2020), halkın seçimine bir takım algı oyunlarıyla müdahale edileceğinden endişe ediyor.
Peki çözüm ne?
Yukarıdaki kısım işin biraz, tabiri yerindeyse kurgusal, magazinsel kısmı. Verilerin bir meta olarak maddi değer kazanmasının ana sebebi, teknolojinin gittiği yön ile ilgili.
Bugün, dört gözle beklenen Yapay Zeka’lı teknolojik devrimin gerçekleşebilmesi için çok büyük veri setlerine ihtiyaç var.
Dolayısıyla, “Yeni Petrol” diyebileceğimiz kişisel veriler, verilerin sürekli değerlenmesi ve onların korunması, son zamanların en önemli konularının başında geliyor.
Günümüzde çok büyük veri setlerini, Twitter, Google, Facebook, Amazon gibi büyük teknoloji şirketleri elinde tutuyor.
Zaman zaman basına yansıyan soruşturmalardan da anlıyoruz ki, bunları belli bir süredir satıyorlar. Ayrıca birbiri ardına devasa veri güvenliği skandalları yaşıyorlar.
Ancak bunlar olurken, çok yavaş da olsa, bireyler ve işletmeler de veri gizliliğini benimsemeye doğru bir paradigma değişiminin başladığı gözlemleniyor. Verilerin değeri ve gücü anlaşıldıkça, insanlar gizlilik tanımlarını güncelliyorlar ve kısa zaman içinde korumak için mücadeleye girişmeye hazır olacaklar.
Dolayısıyla,ademi merkeziyetçilik temelli Merkezi Olmayan İnternet, büyüleyici bir kavram ve her geçen gün ilgi çekiyor. Bu sistemin, internet uygulamalarını merkezi olmayan bir temelde çalıştırarak, dev teknoloji şirketlerinin elindeki gücün çoğunu alabilecek güçte olabileceği öngörülüyor.
Bu noktada, söz konusu büyük şirketlerin gelecekte kendilerini nerede konumlandıracakları önem kazanıyor.
Çünkü, merkezi olmayan internet, veri güvenliği ve kişiler açısından bakıldığında oldukça avantajlı olmasına rağmen, büyük şirketlerin merkezi olmayan platformlara sahip olmaları, veri toplama ve biriktirmenin ve bunları satarak para kazanmalarının sonunu getirebilir.
Ancak,
Merkezi Olmayan Internet’in kısa vadede bir çözüm olacağını düşünmek çok büyük iyimserlik olacak gibi görünüyor.
Çünkü, büyük şirketlerin kurduğu altyapılar ve yıllardır biriktirdikleri veriler onları vazgeçilmez kılıyor. İnsanlar mevcut platformlara alışkın durumdalar, özellikle arkadaşları ve aileleri bu platformlardayken kendilerini onlardan ayırmakta zorlanıyorlar.
Mesela aldığınız bir telefona Whatsapp yüklememek artık neredeyse imkansız. Bütün kontaklarınız o platformda ve siz de mecburen onu kullanıyorsunuz.
Başka bir örnek; Linkedin dışında kalacağım diyerek iş hayatınıza devam ederseniz, bulunduğunuz kurumda maaş artışlarından çok fazla birşey beklememelisiniz. Çünkü, maaş artışı sırasında Linkedin hesabınız yoksa, iş arayışınızın olmadığı düşünülüyor.
Elbette, Three Fold gibi geliştiriciler, Brave gibi alternatif tarayıcılar, Boogle gibi arama motorları ve Steemit gibi sosyal medya siteleri var, ancak çok niş kalıyorlar.
Pazardaki birçok merkezi olmayan uygulama, ölçeklenebilirlik sınırlaması, pazarlama eksikliği ve ortak tüketici için kullanıcı deneyimi kusurlarının bir kombinasyonu nedeniyle önemli kullanıcı sayılarına ulaşmakta güçlük çekiliyor.
Merkezi Olmayan İnternet İçin Hangi Teknolojiler Gelişmelidir
Günümüzde internet, sunucular üzerinden paylaşılan servisler ile hizmet veriyor.
Sizin cep telefonunuz veya bilgisayarınız, bir “istemci” olarak servisleri görüntülüyor. Sunuculara erişebilmek için ise DNS ve IP altyapısı gerekiyor.
Sunucuların önünde birçok istemciye cevap verebilsin diye güvenlik duvarları ve yük dengeleyiciler bulunuyor.
Fakat günümüzdeki Mikroservis tabanlı mimaride, yük dengeleyici, güvenlik duvarı gibi işlemler için ayrı donanımlara ihtiyaç yok ve bu durum önümüzdeki yıllarda giderek daha da standart hale gelecek.
Benim öngörüm,
Kullandığımız cep telefonları ile bile, başka insanların verisinin tutulabileceği yönünde. Merkezi olmayan internette, herkes internet sağlayıcı durumunda olabilecek. Sunucu ve istemci arasındaki etkileşim “istemci” -> “birçok istemci” şekline dönüşecek.
Bunun gerçekleşebilmesi için mutlaka olması gereken bazı şartlar var. Bunlar:
- İnternet hızının 5G ve ötesinde olması
- Blockchain türevi hash tabanlı çoklu veri şifreleme
- Mobil cihazların daha fazla Açık Kaynak olması
- Mikroservislerin (Kubernetes) yazılım olarak bu tür bir çözüm üretebilmesi, (örn. K3S gibi)
Basit bir örnek verelim, herhangi bir internet sitesinde https://xyz.com/resim.jpg bulunan bir resmin, günümüzdeki internet ortamında görüntülenebilmesi için, internete açık bir merkezi sunucu, geçerli bir IP adresi ve DNS kaydınızın olması gerekli.
Yukarıdaki temsili resimde, günümüzdeki web sunucularında nasıl hosting yapıldığını görebiliriz.
Merkezi olmayan internette ise, yine https://xyz.com/resim.jpg üzerinden cep telefonunuzla bu resme ulaşabilirsiniz. Fakat resmin parçaları bir çok ayrı cep telefonundan gelir.
Merkezi olmayan bir şekilde, parçalar halinde küçük sunucularda dururlar (başka istemciler). Sizin telefonunuz/bilgisayarınız ise bunları birleştirerek bir görüntü elde ederler.
Yukarıdaki görselde, resmin ekranımızda oluşabilmesi için diğer tüm cihazlardaki mavi, yeşil ve kırmızı parçaların çözümlenerek, bilgisayar ekranında oluşması gerekir. Ayrıca, resim dosyasının hiçbir yerde bir kopyasının olmadığını görüyorsunuz.
İnternet alt yapısı kullanılarak, üzerinde yeni bir ağ oluşuyor buna “Örtü ağ” (Overlay Network) deniyor. Eski donanımlar ile çalışan ağ üzerindeki yaratılmış olan bu örtü ağ’a, Merkezi Olmayan İnternet deniyor.
Böylece, kullanılan altyapıdan bağımsız olarak oluşmuş bu ağ, izole bir katman sağlıyor. Ancak söylediğim gibi, bu tür bir internet teknolojisinin çok yakın gelecekte gerçekleşeceğini sanmıyorum.
Çünkü, Blok zinciri teknolojisiyle çalışacak olan bu tasarımın (tüm blok zinciri ürünleri gibi) her şeyden önce çok büyük bant genişliği sağlayacak internet alt yapısına ihtiyacı var. Bu yatırımı yapacak olan operatörlerin ise bundan kar elde edebilmesi oldukça zor görünüyor.
Ayrıca, yasadışı işlerde kullanımı, düşük yakalanma riski sebebiyle oldukça yaygın olacaktır. Bu tür adli ve etik sorunlar için denetleme mekanizmasının kim tarafından ve nasıl çalıştırılacağı çözülmelidir.
Özetlemek gerekirse Merkezi Olmayan İnternet bizi Web 2.0’ın gözetim ve reklam yoluyla para kazanma kapitalizminden, doğrudan bağlı her kullanıcı için eşit olarak kullanılabilen, protokole yerleştirilmiş para kazanma kapitalizmine dönüştürecek. Bu, sürdürülebilirlik kavramının özeti olan paydaşların kapitalizmine oldukça yakın.
Gelecek daha özgür ve bağımsız olacaksa, kesinlikle dijital kimliğimizi özgürleştirmemiz gerekiyor. İnsanların başarmaları gereken bir sonraki devrimin, bu Teknoloji devlerinden bağımsızlığımızı kazanmamız olacağını düşünüyorum.